Beyin
hücrelerinin zamanla ölümüne bağlı olarak hafıza kaybı, bunama (demans) ve
genel anlamda bilişsel fonksiyonların azalması şeklinde gelişen tıbbi durum
Alzheimer hastalığı olarak adlandırılır.
Nörolojik
bir hastalık olan Alzheimer aynı zamanda en yaygın görülen demans türüdür.
Demans insan beyninin çeşitli nedenlere bağlı (Genetiksel, enfeksiyöz,
travmatik, damarsal gibi) harabiyetine bağlı olan ve bunama ile giden
hastalıkların tümüne verilen genel bir isim olup, bunlardan en sık görülen
nedeni Alzheimer hastalığı olarak bilinir. Hastalığın bulunduğu kişilerde
beyinde ‘’beta amiloid’’ denen plakların (lezyonların) görülmesi söz konusudur.
Zaman içinde bu lezyonların beyin içinde çoğalması ve sinir hücrelerinin
harabiyeti beyinin nöronlarının ölmesine ve zamanla küçülmesine neden olur.
Başlangıç
evresinde yalnızca basit unutkanlıklarla kendini belli eden hastalık, zaman
geçtikçe hastanın yakın geçmişte yaşadığı olayları unutmasına ve aile fertleri
ile yakın çevresini tanıyamamasına kadar ilerleyebilir. Hastalığın daha ileri
evrelerinde ise hastalar temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanarak bakıma
muhtaç duruma gelmektedirler. Alzheimer hastalığının iki farklı cinsiyetteki
görülme sıklığını araştıran çalışmalara bakıldığında kadınlarda Alzheimer
hastalığının görülme sıklığının erkeklere oranla hafif düzeyde daha yüksek
olduğu görülür. Fakat bu durumun kadınlarda ortalama yaşam süresinin daha
yüksek olması ile de ilişkili olabileceği ihtimali üzerinde durulmaktadır. 65
yaş üzerindeki grubun yüzde 4’ünde, 85 yaş üzerinde ise yüzde 20 oranında
görülmektedir.
Alzheimer hastaları, genellikle bilişsel
ve davranışsal alanda performans düşüklüğü şikayetleriyle kliniklere başvurur.
Hastalığın başlangıç evresine dair belirtiler daha hafif olmakla birlikte ileri
evredeki hastalarda bulgular daha belirgindir. Alzheimer başlangıcı belirtileri
genellikle küçük çaplı hafıza sorunları olmakla birlikte son günlerdeki
konuşmaların, yaşanan olayların unutulması; kişilerin, nesnelerin ve yerlerin
isimlerinin hatırlanamaması gibi semptomları içerir.
Hastalığın
daha da ilerlemesi ile birlikte en yaygın şekilde görülen Alzheimer
belirtileri;
• Bilinç bulanıklığı
• Kişinin bulunduğu ortama adapte olmakta zorlanması
• Kişinin iyi bildiği yerlerde kaybolması
• Konuşma ve dil becerilerine ilişkin sorunlar
• Saldırganlık, aile ve arkadaşlarından olağan dışı
taleplerde bulunma, çevreye karşı şüphe duyma gibi kişilik bozukluklarının
gelişimi
• Halüsinasyon ve sanrılar
• Motivasyon ve öz saygı düşüklüğü
• Kişilerin günlük aktivitelerini yardımsız yapmakta
zorluk çekmesi
• Kişinin hatırlayamadığı olayları inkar etmesi
• Kaygı ve depresyon gibi durumlarla kendini
göstermektedir.
İleri yaş
Alzheimer hastalığı için bilinen en büyük risk faktörüdür. Alzheimer, normal
yaşlanmanın bir parçası değildir; ancak yaşlandıkça Alzheimer hastalığına
yakalanma olasılığı artar. Genç yaşlarda olan birinci dereceden bir akrabası
(anne-baba veya kardeşi) hastalığa yakalananlar, Alzheimer gelişme olasılığı
diğer kişilere göre biraz daha yüksektir. Aileler arasında Alzheimer'ın genetik
mekanizmalarının çoğu büyük ölçüde açıklanamamıştır ve genetik faktörler
karmaşık bir yapıdadır.
Alzheimer, yaşlanma sürecinin bir
parçası olarak düşünülmemelidir. Zamanında ve doğru teşhis yapılması, gelecek
için yapılacak hazırlıklar ve erken tedavi için büyük önem taşır. Teşhis için
kullanılan tek bir test olmasa da birçok tıbbi tanı testi bir arada
kullanılarak hastalığın doğru teşhisi yapılabilir. Alzheimer belirtileri
görülen hastalar çoğunlukla nöroloji kliniklerine yönlendirilir. Uzmanlar
tarafından teşhisin koyulabilmesi için hastanın sağlık geçmişi, ilaç kullanımı
gibi konuların yanı sıra, günlük aktiviteleri gerçekleştirebilme ve kişisel ve
davranışsal değişiklikler hakkında da sorular cevaplanmalıdır.
Alzheimer
hastalığının kesin bir tedavisi yoktur ancak ilaç ve semptomatik tedavi ve
davranışsal uygulamalarla Alzheimer hastasının anlama ve kavrama yeteneği ile
davranışsal (giyinme, yemek, diş, banyo, temizlik, yakınlarını tanıma)
bulgularında oluşan sorunların azalmasına yardımcı olunabilir. Uzmanlar
tarafından kesin bir şekilde Alzheimer olarak teşhis edildikten sonra, tedavi
süreci başlar. Bu süreç kişiden kişiye, hastanın yaşına ve Alzheimer’ın
düzeyine göre değişebilir. Alzheimer’ın
yol açtığı bazı semptomları yatıştırmak için belirli ilaçlar ve uygulamalar
vardır. Alzheimerlı hastaların mümkün olduğunda bağımsız yaşamasını sağlamak
için ev ortamında dolaşmayı rahatlatacak değişimler yapmak ya da etrafa
hatıraları tetikleyici nesneler ve notlar bırakmak söz konusu uygulamalardan
bazılarıdır.
Alzheimer tamamen önlenebilir bir
hastalık değildir; ancak yaşam tarzındaki bir dizi değişiklikle birlikte risk
faktörleri bir nebze azaltılabilir. Bilimsel araştırmalar; sağlıklı beslenme,
egzersiz yapma gibi kardiyovasküler hastalık riskini azaltmaya yönelik
adımların Alzheimer hastalığı ve bunamaya neden olan diğer bozuklukları
geliştirme riskini de azaltabileceğini göstermektedir.
Dr. İbrahim TERLEMEZ
Kırıkkale
Yüksek İhtisas Hastanesi
Nöroloji
Uzmanı