Her yıl 15 Eylül tarihinde Dünya Lenfoma Farkındalık Günü olarak kutlanmaktadır. Dünya Lenfoma Farkındalık Günü, ilk kez 2004 yılında Lenfoma Koalisyonu tarafından hastalığa yönelik bilgi eksikliğini gidermek, hastalık hakkında farkındalığı artırmak, hastaların ve bakım verenlerinin karşılaştığı duygusal ve psikososyal zorluklara dikkat çekmek için kutlanılmaya başlanmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “erken tanı ve tedavi hayat kurtarır” prensibinden hareketle her yıl 15 Eylül gününü hastalığa yönelik dikkat çekmek, bilgilendirmek ve hastalık ve tedavisine ilişkin güncel durumu gözden geçirmek üzere kutlamaktayız.
Vücudumuzun değişik bölgelerinde bulunan ve enfeksiyon hastalıklarına karşı vücudumuzun direncini sağlayan lenf bezleri, bağışıklık sistemimizin önemli bir bileşenidir. Lenfomalar, lenfoid dokularda doğal olarak bulunan lenfosit adı verilen hücrelerden gelişen kötü huylu lenf bezi hastalıklarıdır. Lenfomalar başlıca iki tip olarak Hodgkin Tipi Lenfoma ve Hodgkin Dışı Lenfoma olarak değerlendirilir.
Lenfomaların görülme sıklığı, erkeklerde yüz binde 6,9 ile kanserler arasında yedinci sırada iken kadınlarda yüz binde 5,2 oranla sekizinci sırada bulunmaktadır. Bu hastalık çok seyrek olarak çocuklarda da görülebilmektedir. Lenfomaya neyin sebep olduğu kesin olarak açıklığa kavuşturulamamış olmakla birlikte araştırmacılar, bazı risk faktörlerini belirlemişlerdir. Risk etkenleri şu şekilde sıralanabilir; Yaş, cinsiyet, ırk, etnik köken ve coğrafya, aile öyküsü, bazı kimyasallara ve ilaçlara maruz kalma, radyasyon maruziyeti, zayıflamış bir bağışıklık sistemine sahip olmak, otoimmün hastalıklar, bazı enfeksiyonlar.
Maalesef lenfomalar için erken tespite yönelik kabul edilmiş bir tarama metodu bulunmamaktadır. Bu nedenle kişilerin lenfoma belirtisi olabilecek belirtileri bilmeleri ve bu belirtileri tespit etmeleri durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları büyük önem taşımaktadır. Bu belirtilerden bazıları; bacaklarda ve bileklerde şişkinlik, karın ağrısı ve karında şişkinlik, gece terlemeleri ve ateş, çok iştahlı olmak veya aşırı iştahsızlık ve kilo kaybı, titreme, normal olmayan kaşıntı, bitkinlik, acı veya normalde olmayan fiziksel his, normal olmayan yorgunluk, enerji kaybı, kronik öksürük, nefes darlığı, bademciklerin şişmesi, baş ağrısıdır. Bu gibi belirtiniz varsa zaman kaybetmeden mutlaka bir hekime başvurmanız gerekmektedir.
Lenfomanın tanısında en önemli basamaklar ayrıntılı öykü ve fizik muayenedir. Öykü ve muayenede şüpheli bulguların tespit edilmesi durumunda kan sayımı, kan testleri, biyokimyasal incelemeler, lenf nodu biyopsisi, kemik iliği biyopsisi, görüntüleme tetkikleri, gibi ek tanı metotlarına başvurulur. Hastalığın türlerine göre farklı tedavi yöntemleri mevcuttur. Kemoterapi, radyoterapi gibi klasik tedavi metotlarına ek olarak uygun hastalarda biyolojik tedaviler(monoklonal antikorlar), kök hücre nakli gibi yöntemlere de başvurulabilmektedir. Biyopsi ve hastalığın durumunu tespit amaçları dışında, cerrahi lenfoma tedavisinde nadiren kullanılmaktadır.
Kırıkkale İl Sağlık Müdürlüğü