Lenfoma, lenf sisteminin kanseridir. Her yaşta olabilir fakat gençlerde en sık rastlanan kanser türüdür. Genellikle tedavi edilebilir ve pek çok insan teşhisten sonra uzun süre yaşayabilir. Lenfoma, lenf bezlerinde katı tümörlerin oluşumuyla anlaşılır ve hastalık lenfositleri etkiler.
Lenfatik kanserler etkilenen lenfosit türlerine göre sınıflandırılır. Lenfomanın iki ana tipi vardır: Hodgkin Tipi Lenfoma ve Hodgkin Olmayan Tip Lenfoma. Lenfomaya neyin sebep olduğu her zaman tam olarak bilmemekle birlikte araştırmacılar, lenfomanın ortaya çıkma olasılığını artıran bazı risk faktörlerini belirlemişlerdir. Bunlar; yaş, cinsiyet, etnik köken, zararlı kimyasallar, radyasyon, immün yetersizlik, Otoimmün hastalıklar ve Enfeksiyondur.
Belirtiler arasında genellikle lenf bezlerinin ağrısız şişkinliği görülür. Bu şişkinlikler genellikle boyun ve koltukaltı gibi bu bezlerin yüksek miktarda bulunduğu yerlerde olur. Şişkinlik kasık veya karında da olabilir. Bu şişkinlikler genellikle ağrı yapmaz. Bazı insanlarda da vücudun hiçbir bölgesinde şişkinlik görülmez. Lenf bezlerinin aşırı şişmesi dolaşım sistemine baskı yaparak kan dolaşımında soruna yol açabilir. Böylece şişlikler kol ve bacaklara yayılabilir.
Lenf bezleri ve kan damarlarının şişmesiyle sinirler baskıya maruz kalabilir. Bu yüz, el, kol ve bacaklarda uyuşma ve karıncalanmalara neden olur. Lenfoma için aktif bir tarama programı bulunmamaktadır. Lenfoma teşhisi belirtilere sahip kişilerin doktora başvurmasıyla konmaktadır. Tanı ise; fiziki muayene, biyopsi, kemik iliği biyopsisi, görüntüleme, kan sayımı ve biyokimyasal incelemelerle konulur.
Fizik muayene: Tüm vücutta ele gelen lenf düğümleri kapsamlı olarak muayene edilmelidir.
Biyopsi: Kesin tanı histopatolojik inceleme ile konur. Bu nedenle lenf düğümü büyümesi olan hastalarda lenf düğümünün cerrahi olarak çıkarılması ve histopatolojik incelemenin yapılması gereklidir.
Kemik İliği Biyopsisi: Lenfoma tanısı konan her hastaya mutlaka hastalığın evresini belirlemek için kemik iliği biyopsisi de yapılmalıdır. Hastalığın kemik iliği tutulumunun olup olmadığının belirlenmesi uygun tedavi şeklini kararlaştırmada yol göstericidir.
Görüntüleme: Anestezi gerektirmeyen çoğu kez ağrısız bir işlemdir. Direkt röntgen grafileri; boyun, toraks, batın ve/veya pelvis bilgisayarlı tomografi incelemesi (BT) çekilmelidir.
Kan Sayımı: Alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları (trombosit) denen farklı kan hücrelerinin sayısının ve görünümünün değerlendirilmesi gerekir. Bu hücrelerde bir bozukluk olması bazen lenfomanın ilk bulgusu olabilir.
Biyokimyasal İncelemeler: Tümörün karaciğer, böbrek veya vücudun diğer kısımlarını tuttuğunu göstermede bilgi verir.
Kırıkkale İl Sağlık Müdürlüğü